22 Kasım 2008 Cumartesi

Şimdi

Doğru ipi yakalayarak çocukluğuma, vaktimin bol olduğu zamanlara dönüyorum.

Güneş günlük kariyerinde zirveyi tatmış, yolun diğer yarısına hazırlanıyor. Küçük evrenim öğle uykusuna yatmış; bense yaşımdan büyük kitaplardan hak ve adalet öğreniyorum. Yüzeysel olamayacak kadar naifim, ağlanacak hallerin istisnasız hepsine gülüyorum. Defterler biriktiriyorum. İçinde hayallerim var. Ayaklarımı kıvırıp yatarak tekli koltuğa sığmaya çalışıyorum. Bendeki ufak yerlere sığışma eğilimini o sakallı adam doksan yıl önce açıklıyor. Sözleri uzayda yankılanırken doğru frekanstayım, kulağım çınlıyor.

Yazın bitmesine az kalmış. Geceler denizden rüzgar getiriyor. Sokak lambalarının göz kırptığı bir yolda yürüyorum. Yalnız değilim, sadece yalnız olduğumu farz ediyorum. Daha önce hiç bile isteye üşümemişim, uykuyla mücadele ediyorum. Yattığım yerden, koyu gri bulut örtüsünden sıyrılıp yüzünü gösteren tek tük yıldızları izliyorum. Çakıl ve yosun kokusu duyuyorum. Keşke el fenerim yanımda olsa.


Herkesten önce uyanmışım; televizyon fazla sesli, kitap fazla sessiz, bakkal fazla kapalı, plastik top fazla inik, perdeden sızan ışıkta elimi inceliyorum -tırnaklarım fazla beyaz, savaş haberlerini algılayabilecek yaştayım -insanlar fazla acımasız, balığım fazla ölü, ideallerim çocuk bedenime büyük geliyor, uzaklarda ezan okunuyor, pikeyi başımın üstüne çekiyorum, sabah kalktıktan sonra öylece yatakta durmaya erken alışıyorum.

Çamurlu bir su birikintisinde geleceği görmeye çalışıyorum. Ben, umduğum ben miyim? Dünya, hayalini kurduğum dünya mı? En kötü huylarımın farkında olmaya devam mı edeceğim? Hafızam hep bu kadar kuvvetli mi olacak? Gözüm suyun yanından tek sıra halinde geçen karıncalara takılıyor. Tanıdık bir bisiklet zili işitiyorum. Süre başladı, büyümeme ne kadar kaldı? Sürekli yukarı bakarak yürüyorum, dizlerim paramparça. Hareketlerimin -hatta düşüncelerimin- sonuçlarına hazırım. İzlendiğimi bilmek bana huzur veriyor. İçimde gizli bir güç var, hissediyorum. Bazen genleşip patlayacak gibi oluyorum, sanki içinde bulunduğum alem bükülüyormuş gibi. Yaşamak istiyorum. Bildiklerimi uygulamak istiyorum. Ben, bir adım sonraki ben, on yıl sonraki ben bir yerlerde aynı anda mevcuduz; sen ve ben bir çokyüzlünün unsurlarıyız; biz aynı yolun yolcusuyuz, ayırdındayım. Korkmuyorum. Neden korkayım? Yaz bitiyor, bitsin, çocukluğumun son yazına daha var. O çayırlarda beni bekliyor kardeş ruhlar, doğuşunu seyrettiğim sabah güneşi gibi aydınlıklar. Bir yağmur damlası omzuma düşüyor. Birileri sevdiğim o şarkıyı mırıldanıyor.

İpi takip ederek şimdiye ulaşıyorum. Şimdiye yolculuk etmeyi seviyorum. Hayallerimi canlı tutuyor. Beni yarına yakın hissettiriyor..

Hiç yorum yok: